NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَلِيُّ بْنُ
بَحْرٍ
حَدَّثَنَا
حَاتِمُ بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنِي
مُحَمَّدُ
بْنُ
عَجْلَانَ
عَنْ الْقَعْقَاعِ
بْنِ حَكِيمٍ
عَنْ أَبِي
صَالِحٍ عَنْ
أَبِي
هُرَيْرَةَ
أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ خَمْسٌ
قَتْلُهُنَّ
حَلَالٌ فِي الْحُرُمِ
الْحَيَّةُ
وَالْعَقْرَبُ
وَالْحِدَأَةُ
وَالْفَأْرَةُ
وَالْكَلْبُ
الْعَقُورُ
Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet
edildiğine göre, Rasûlullah (S.A.V.);
"Beş (çeşit hayvan
vardır ki, bunlar) harem hududları dışında da haremde de öldürülebilirler:
Yılan, akrep, çaylak, fare ye saldırgan köpek" buyurmuştur.
İzah:
Tahâvî, Şerhu
meâni'l-âsâr, I, 384; Beyhakî, es-Sünenu'l-kübrâ, V, 210.
1. Sözü geçen beş çeşit
hayvanı ihramlı iken öldürmek caizdir, ihramlı halde Öldürmek caiz olunca
ihrama girmeyenlerin öldürmesi haydi haydi caizdir. Öldürülecek hayvanların beş
adediyle takyid edilmesi mefhûm itibârı ile zikredilen beş neviden maadasının
öldürülemeyeceğini gösterirse de mefhûm-ı aded ekser-i ulemâya göre hüccet
değildir. Bilfarz hüccet kabul edilse bile Rasûlullah (S.A.V.)'ın evvela beş
hayvanın Öldürebileceğini bilahâre aynı hükümde onlarla müşterek olan şâir
hayvanları bildirmiş olması muhtemeldir. Filhakika bir rivayette, öldürülecek
hayvanların dört, diğer rivayette altı olduğu beyân edilmiştir. Bazı
rivayetlerde ise, ötekilerinde zikredilmeyen hayvanlardan bahsolunmuştur. Bu
suretle öldürülecek hayvan nevilerini dokuza çıkaranlar vardır1. Bunlar
arasında yılan, kurt ve kaplan da vardır.
Tahâvî diyor ki:
"İşte Nebi(sallallahü aleyhi ve sellem)'in ihramda olana da olmayana da
Harem-i Şerifte öldürmeyi mubah kıldığı hayvanlar bunlardır. Bunların beş çeşit
olduklarını beyân etmiştir. Ancak bu beyân, bu konuda ortaya çıkacak bir
benzerlik dolayısıyla bu hayvanların hükmünün onlara verilmesini gerektirmez.
Nebi (S.A.V.)'in maksadının bu tür hayvanları da kapsamına almak olduğunda
ittifak bulunması hali ise müstesnadır.
Tahâvî bu sözü ile şunu
anlatmak istemiştir: Aded bildirerek öldürülecek hayvan çeşitlerinin beyân
buyrulması, benzerlerinin bu hükümde olmadığını gösterir. Zira aynı hadiste
çaylak ile karganın öldürülebileceği ifâde buyurulmuştur. Halbuki bunların
ikisi de yırtıcı kuşlardandır. Onların hükmü özellikle belirlendiği için
atmaca, şahin ve doğan gibi yırtıcı kuşlara aynı hüküm verilemez.
Bu cihet ittifakı ise
de öldürmeyi eziyetle ta'lil edenler: "Eziyetin çeşitleri çoktur.
Binâenaleyh, Rasûlullah (S.A.V.) akrebi zikretmekle eziyette ona ortak olan
yılan arı gibi şeylere; fare ile kemirmekte ona ortak olan gelincik gibi
hayvanlara; karga ve çaylak ile bir şeyi kapmakta onlar gibi olan atmaca vs.
ye, kudurmuş köpekle saldırganlık ederek ısırmakta olan köpeğe benzeyen arslan
ve pars gibi yırtıcılara işaret buyurmuş olacaktır" derler.
Öldürmeye sebep bu
hayvanların etinin yenilmemesi olduğunu söyleyenlere göre ise, hadis-i şerifte
beş hayvanın zikredilmesi insanların arasında çok bulundukları içindir.
Tahâvî'nin beyânından,
yılanın da öldürülemeyeceği hatıra gelebilirse de Tahâvî, "Nebi(S.A.V.)'in
maksadının....ittifak bulunması hali müstesna" sözüyle
Rasûlullah(S.A.V.)'ın yılanın öldürülmesini kasdettiğine işarette bulunmuştur.
Bu cihet İbn Mes'ûd
(r.a.)'dan rivayet olunan bir hadiste açıkça belirtilmiştir. Mezkûr hadiste;
"Nebi (S.A.V.) ashabına Minâ'da bir yılanı öldürmelerini emir
buyurdu," denilmektedir.
Rivayetlerin birinde
dahi yılan öldürülecek beş hayvan meyâninda zikredilmiştir.
2. Kargadan bu hayvanın
hangi çeşidinin murad edildiği' ulemâ arasında ihtilaflıdır. Hanefîlerden
"Hidâye" sahibine göre leş kargasıdır. Buna alaca yahut benekli
karga da denilir. Bu kavil İmâm Ebû Yûsuf'dan rivayet olunmuştur.
İmâm Ebû Yûsuf'un delili
Hz. Âişe rivayetlerinden birinde öldürülecek hayvanlar meyanında gurab-ı
ebkâ'ın zikredilmiş olmasıdır. Ulemâdan bir cemaat İmam Ebû Yûsuf'un kavlini
tercih etmiş, ihrâmlının karga nev'ilerinden yalnız alaca kargayı
öldürebileceğini söylemişlerdir. Diğer bir takım ulemâya göre ise, bütün karga
nevilerini öldürmek caizdir. Hadiste alaca karganın zikredilmesi çokluğundan
dolayıdır. Fakat Aynî bu kavle itiraz etmiş ve: "Öldürülmesi emredilen
karga rahatsızlık veren türüdür. Bu da yalnız alaca kargadır. Ekin kargası ile
saksağan doğrudan doğruya eziyet etmezler. Binaenaleyh hadisin mutlak
rivayetleri alaca karga mânâsına alınmalıdır." demiştir.
Kuzgun dahi alaca karga
nev'indendir.
Şâfiîlerle Hanefilerin
görüşü budur. Zira bunların ikisi de leş kargasıdır. Ekin kargası onlar gibi
değildir.
Karga ile çaylak
hakkında Malikîyye ulemâsının ihtilâf ettikleri bazılarına göre bu hayvanların
saldırgan olan ve büyükleri öldürebileceği rivayet olunduysa da meşhur olan
kavle göre bu hususta Mâlikîler dahi cumhûr-ı ulemâ ile beraber idiler. Cumhura
göre öldürülecek karga nev'ileri arasında böyle tasnif yoktur. Saksağan dahi
karga nev' iler indendir. Araplar onun ötüşünü uğursuzluk kabul ederlermiş.
Ulemâdan bazıları
saksağana alaca karga, bazıları da ekin kargası hükmünü vermişlerdir.
İmâm Ahmed b. Hanbel,
"Saksağan leş yemişse öldürmesinde beis. yoktur," demiştir.
3. Hide'e: Çaylak
demektir. Rivayetlerin bazılarında bu kelimenin yerine "hudeyya"
denmiştir. Hudeyya: Hide'enin ism-i tasgiridir. Yani çaylak demektir. Çaylak
eziyet eden ve insanların elinden eti kapan bir kuş olduğundan onu ihramlı
ihramsız herkesin öldürmesi helâldir. Yalnız İmâm Mâlik'den bir rivayete göre
çaylak ile karga eziyet vermeye davranmadıkça ihramlı bir kimsenin onları
öldürmesi caiz değildir. Fakat bu rivayet zayıftır. İmâm Mâlik'in meşhur olan
görüşü, cumhur-ı ulemânın görüşü gibidir. Ona göre bu hayvanların etleri de
yenir.
4. Farenin öldürülmesi
mutlak surette caizdir. İbnu'l-Münzir; "İhramlının fare öldüreceği
hususunda ihtilâf yoktur. Yalnız İbrahim en Nehaî'ye göre ihram halinde bulunan
bir kimse, fare öldüremez. fakat bu kavil şâzzdır" diyor.
Kadı İyâz dahî:
"Sâcî'nin Nehaî'den rivayetine göre ihramlı bir kimse fare öldüremez,
öldürürse fidye verir. Fakat bu kavil nassa ve bütün ulemânın1 kavline
aykırıdır" demiştir.
Beyhâkı'nin sahih bir
isnâdla Hammâd b. Zeyd'den rivayet ettiği bir haberde: "Nehâî'nin bu sözü
Hammâd'a rivayet olunduğu vakit Hammâd: "Kûfe'.de İbrahim en-Nehâî'den
başka eserleri çirkin bir şekilde reddeden bir kimse yoktu. Çünkü onları az
işitınişti. Şâbî'den başka da eserlere güzel bir şekilde lâbî olan bulunmazdı.
Çünkü onları çok duymuştu;" mukabelesinde bulunmuş" denilmektedir.
Farenin nev'ileri
çoktur. Fakat gerek yenilmesinin haram, gerekse öldürülmesinin caiz olması
hususunda bütün nev'ilerinin hükmü birdir.
5. Akrebin mutlak
surette hatta namazda bile öldürülmesi caizdir. Zira zehirli bir hayvandır ve
insanları sokar.
İbn Abdilberr'in
rivayetine göre Hammâd b. Ebî Süleyman ile Hakem, ihramlının yılanla akrebi
öldüremeyeceğine kailmişler. Delilleri bu hayvanların böcek nev'inden
olmamahrıdır.
Fakat Kadı İyaz:
"Yılanla akrebin ve keza ihramda bulunmayan bir kimsenin harem-i şerif de
kertenkele öldürmesinin caiz olduğunda ihtilaf yoktur," dediği gibi İbn
Abdilberr dahi: "Gerek harem dışında gerekse harem içinde yılanla akrebin
öldürülebileceği hususunda ne İmâm Mâlik'den ne de cumhûr-i ulemâdan bir hilaf
nakledilmemiştir" demektedir.
6. el-Kelbu'1-akûr: Yırtıcı
köpek demektir. Süfyân b. Uyeyne'ye göre bundan murâd: Bütün yırtıcı
hayvanlardır. Köpeğin dahi kudurmuş olması şart değildir. Saldırgan ve
dalayıcı olması kâfidir. Süfyân b. Uyeyne; "Bu kelimeyi bize Zeyd b. Eşlem
tefsir etti," demiştir. Hz. Ebû Hureyre'-den bir rivayete göre kuduz
köpekten murâd arslandır.
İmâm Mâlik'den bir
rivayete göre: İnsanlara saldırarak yaralayan arslan, kaplan ve pars gibi
yırtıcılardır. Sırtlan ve tilki gibi insana hücum etmeyen yırtıcılar bu hükme
dâhil değildir. Binâenaleyh onları ihrâmlı bir kimse öldüremez, öldürürse fidye
verir. İmâm Nevevî, saldırgan köpeği ihramlı ve ihrâmsız herkesin harem dışında
olsun, harem içinde olsun öldürebileceğinde bütün ulemânın ittifak ettiklerini
söyler.
Yine Nevevî'nin
beyânına göre, ulemâ kuduz köpekten murâd'ın nebi olduğu hususunda ihtilâf
etmişlerdir.
Bâzıları, "Bundan
murâd: Malum ve mâruf köpektir" demişlerdir. Kaadî İyâz bu kavli Ebû
Hanife ile Evzâî ve Hasen b. Hayy'den naklet-miştir. Bu zevata göre kurt dahi
köpek hükmündedir. Hanefîlerden İmam Züfer köpeği, kurt manasına almıştır. İmâm
Şafiî, İmam Ahmed ve cumhûr-ı ulemâya göre köpekten murâd; ekseriyetle
yırtıcılık yapan hayvanlardır.
İmâm Mâlik
"el-Muvattâ" nâm eserinde; "İnsanlara hücum ederek yaralayan ve
korkutan arslan, kaplan, pars ve kurt gibi hayvanlar saldırgan köpek
hükmündedir" demiştir.
İmâm A'zam'a göre
buradaki saldırgan köpekten murâd: Hassaten köpektir. Bu hükümde ona yalnız
kurt iltihâk eder.
Zira bazı rivayetlerde
köpek mutlak zikredilmiş, "akûr" vasfı ile nitelenmemiştir.
Bundan da anlaşılır ki,
kelb-i akûrdan murâd, her saldırgan yırtıcı değil, malûm olan köpektir.
Ulemâ insana
saldırmayan köpekler hakkında ihtilâf etmişlerdir.
İmâm-i Şafiî, el-Ümm
isimli eserinde öldürmenin caiz olduğunu söylemiştir.
İmâm Şafiî ile Şafiî
mezhebinin sair âlimleri ihramlı bir kimseye nis-betle hayvanları üç kısma
ayırmışlardır.
a. Hadis-i şerifte
zikri geçenlerle o kabilden olan eziyet verici hayvanları öldürmek
müstehabdır.
b. Şâir eti yenmeyen
hayvanlar gibi öldürülmesi caiz olanlar iki kısımdır: Bir kısmının faydası da,
zararı da vardır. Bunları av menfaati için öldürmek mubahtır. İkinci kısmının
faydası da zararı da yoktur. Bunları öldürmek mekruh, fakat haram değildir.
c. Yenilmesi mübâh
kılman yahut öldürülmesi yasak edilen hayvanları öldürmek caiz değildir.
İhramlı bir kimse böyle bir hayvanı öldürürse ceza lâzım gelir.
Haneliler,
"Öldürülmesi caiz olan hayvanlar yalnız hadiste isimleri
bildirilenlerdir" demişlerse de bazı haberlerde yılan zikredildiği için
onu da öldürülecek hayvanlara attıkları gibi, kurdu köpeği ve doğrudan insana
saldıran vahşileri de aynı hükmün kapsamına sokmuşlardır.
Fakat Aynî buna itiraz
etmiş, hadis-i şerifte öldürülmesi caiz olan beş nevi hayvanın beyân
edildiğini, binaenaleyh başka hayvanların mezkûr beş çeşide dahil olmadığını
aksi takdirde beş adediyle yapılan tahdidin bir faydası kalmayacağını
söylemiştir.
Kadı İyaz diyor ki:
"Cumhur ulemânın kavlinden anlaşıldığına göre hadisten murad: Zikri geçen
hayvanların kendileridir." İmâm Mâlik'le, Ebû Hanife'nin zahir olan
kavilleri de budur. Onun içindir ki İmâm Mâlik ihramlı bir kimsenin kentenkele
öldüremeyeceğini, öldürürse fidye lâzım geleceğini, lugaten köpek ismi
verilmeyen, domuz ve maymun gibi hayvanları dahi öldüremeyeceğini söylemiştir.
Bütün ulemânın kavilleri de budur. Resûlullah (S.A.V.) ancak beş nev'i hayvanın
öldürülebileceğini söylemiştir. Bunları altıya veya yediye çıkarmak kimsenin
elinde değildir.
Kurdun öldürülebileceği
bazı rivayetlerde nassan sabit olmuştur. Binaenaleyh onun hükmünü köpeğe ilhak
etmeye lüzum yoktur.
Hasan el-Basrî ile Atâ;
"İhramlı bir kimse harem-i şerifte kurt ile yılanı öldürebilir. Fakat
ihramlıya bir hayvan saldırırsa hangi nev'iden olursa olsun öldürülür. Çünkü
takdirde o hayvan saldırgan köpek hükmünde olur," demişlerdir.[Davudoğlu,
Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, VI, 350, 355.]